14 Haziran 2010 Pazartesi

İYİ DÜŞÜN İYİ OLSUN...

Merhaba,

Bu ilk blogum...
Ne yazmalıyım, neler yazmalıyım diye uzun uzun düşündüm. Bir ara vazgeçer gibi oldum ama Allah dan o düşünceden de hemen vazgeçtim:)
Aksın dedim, akışta gitsin ilk satırlar,,,
Şu an bu satırları yazarken de ilk blog konumun belirmeye başladığını farkettim kendi cümlelerimden...
VAZGEÇMEK...
Başlamak bir şeylere, niyet etmek her insanoğlu için elzem ...
Seçimlerden kurulu bir hayat yaşıyoruz. Ve hatta bana göre son nefesimizi verirken bile bir seçim yapmaktayız. Dini kitaplarda anlatılır ya, hani melek ve şeytan gelir başımıza, son dakikalarda kandırmaya çalışırlar ya bizi... O anda bile bir seçim yapma durumu var :))

İyi de bu seçimler ya çoktan seçmeli olursa hani sınavlardaki gibi ?
a-b-c-d-e .... şıkların çokluğu olduğu seçimler olmuyor mu hiç hayatımızda?
Bende oluyor vallahi...
18 şubat da 38 yaşıma bastım. 3 yaşımdan itibaren bazı şeyleri hatırladığımı varsayacak olursak 35 yıllık bilinçli hayatımda bir çok kez çoktan seçmeli durumlarla karşılaştığımı söyleyebilirim...
Referans noktam şu anki hayata bakışım olur ise cevabım kısa ve net : VAZGEÇMEK olur...
Vazgeçmek, ama neden nelerden vazgeçmek?
Geçmişteki yaşanmışlıklarıma baktığım zaman bugünkü aklımla çoktan seçmeli seçimlerin karşıma çıkma sebebini şu şekilde adlandırabilirim...
Korkularım....
Çocukluktan itibaren yaşadığım ya da gözlemlediğim bir çok olay bende korku kalıpları oluşturmuş bu da doğal olarak hayatımın bir çok noktasında beni kararsızlıklara itmiş. Çünkü kalıpların yarattığı korkular, almam gereken kararlarda bir sürü " ya, acaba, yoksa!!!" larla başlayan tercihleri yaratmaya başlamış... Detayların içinde boğulup, tablonun bütününden uzaklaşmışım...
Konu bana göre çok basite inmeye başladı son 3 yıldır...
Bir konu da kararsızsın ve karşında bir sürü çoktan seçmeli seçenekler mi sıralandı?
Bi kere acele etmiyeceksin, bi arkana yaslanıp düşüneceksin...!
Seçenekleri değil tabi ki, bunları yaratan korku kalıplarını...
Karar almana engel olan, kafanı bulandıran korkuların nedir o andaki alman gereken kararla ilgili?
Sevilmemek mi?
Kaybetmek mi?
Güvensizlik mi?
Pekiiiii....
Diyelim ki iyi günündesin ve takır takır verdin bu soruların cevaplarını iyi de konu çözümlendi mi ? Hayır! Sadece korkularını adlandırdın.. Geldik 2. bölüme, tekrar yapmak istediğin seçime döndük ve korkularımızın adını da koyduk ya, başlıyoruz sormaya...
Ben bu kararı almak istiyorum aldığım takdirde olabilecek en kötü şey nedir? Ne olabilir?
Ve başlıyorsun korkuların yarattığı tüm kötü senaryoları bir bir sıralamaya,,,
Hoooppppppp hepsi karşında işte... Kıyamet Teorisi. Murphy tam gaz işbaşında yani...

Tekrar geriye yaslanıyorsun ve yine bir nefes arası ...

Nerde kalmıştık , çoktan seçmeli seçeneklerin olduğu ve korkuların da adının konduğu karar aşamasına gelmiştik..
Yani son bölüme...

Tüm korku senaryoları ortada, ve tabi birde karar almamız gereken ve kararsız kalınan o konu...

Tüm bu senaryolardan sonra zaten çoktan seçmeli seçenekler birden 2 ye düşecektir. Bende öyle oluyor...:) Yani , evet en kötü şartlarda bunlar olur. Eyvallah! Rağmen, ben bunu yapmak istiyormuyum dersin kendine...
Ve EVEEETTT! diyorsa yüreğindeki çocuk konu bitmiştiiiirrrr...
Vazgeçmişsindir..:)
Korkularından, endişelerinden, olasılıksızlıklar dahilinde bile olabilecek endişeli senaryolardan...
Atarsın kendini bilinmezin keyifli sularına... Nasılsa hazırlıklısın olabilecek kötü senaryolara da...
Hem senaryo bu ...
Kötüleri karar verme aşamasında düşündün, kararını verdin, ve atladın nasılsa...
Bundan sonrası çok daha keyifli...
İYİ DÜŞÜN İYİ OLSUN:))))

2 yorum:

  1. Öncelikle aramiza hos geldin Ablacim....Olman gereken bir yerdesin....yani burda bu Blogta...

    Yaziya gelince...cok düsündüm cvp olarak veya yorum olarak ne yazayim....

    Söyle desem Az ve Öz....

    Tek kelime ile MUHTESEM !!!! :)

    YanıtlaSil
  2. Hoş buldum aşkıımmm... Tsk ederim ... Bunu senden duymak beni onurlandırır... Bizi seviyom kuzen...

    YanıtlaSil